Alman toplumunun beşte birinin göçmen kökenlilerden oluşması, toplumda insanların diğerlerine karşı daha toleranslı olması zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Alman birinci kanalı ARD de bu konuyu bir hafta boyunca izleyicilerine anlatacak. Münih’te yapılan çekimlerde Federal Uyum Bakanı Aydan Özoğuz, toleranstan ne anladığını anlattı.
Federal Uyum Bakanı Aydan Özoğuz (SPD), Alman birinci kanalı ARD’de 15 – 21 Kasım günlerinde yayınlanmak üzere Bavyera Televizyonu tarafından çekilen ‘Tolerans’ konulu panele misafir oldu.
Alman toplumunda ‘Kültürel Çeşitlilik’ konulu bir saatlik panelde Özoğuz, tolerans kelimesinin sadece birilerine sabretmek manasına gelmediğine vurgu yaptı ve insanların diğerlerine değer verme ve saygı göstermesinin önemli olduğunu belirtti. Almanya’da göç ve vatandaşlık yasalarındaki değişikliklerle Alman toplumunun önemli adımlar attığına parmak basan sosyal demokrat siyasi, ”Önceden yabancılar kelimesi kullanılıyordu. Sonra göçmen kelimesi kullanılmaya başlandı. Ancak bu insanların neden kategorize edildiklerini anlamıyorum. Ben burada doğdum ve büyüdüm, buraya göç etmedim.” şeklinde konuştu.
Ayrıca toplumun göçmenler hakkında yeterince doğru bilgiye sahip olmadığını belirten Özoğuz, var olan önyargıları kırmanın zor olduğunu kaydetti. Ayrıca Özoğuz, sırf isimleri yabancı olduğu için iş görüşmesine daha az çağrılan göçmen kökenli vatandaşlar olduğunu ortaya koyan araştırmalar olduğunu hatırlattı.
Programın önemli konuklarından Ernst Young adlı finans danışmanlığı şirketinin menajeri Dr. Eva Voß, uluslararası bir şirket olarak çalışanlarının kültürel farklılıklarına önem verdiklerini belirtti. ”Şirketimiz için çalışanların nereden geldiği değil, kalifikasyonları ve becerileri önemlidir.” diyen Voß, sadece Almanya’da 58 farklı milletten çalışanları olduğunu ifade etti.
Sunuculuğunu BR televizyonu toplum ve aile redaksiyonu şefi Sybille Giel’in yaptığı programda Bielefeld Üniversitesi Şiddet ve Çatışma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Andreas Zick ise, Alman toplumun çok farklı katmanlardan oluştuğunu ve toplumların aynası olan üniversitelere de bu farklılığın yansıması gerektiğini söyledi. Toplumda değişimler olması gerektiğini belirten Zick, 3. jenerasyon gençlere hala yabancı denmesinin toleranssızlığı gösterdiğini kaydetti.
Bakan Özoğuz’un insanların neden kategorize edildiği sorusuna Prof. Dr. Zick, şu cevabı verdi: ”Bazen farklı grupları analiz etmek ve ona göre önlemler almak için kategorilere ihtiyaç var. Örneğin göçmenlerin eğitimde daha fazla teşvik ihtiyacı tespitinde olduğu gibi.” Bavyera’nın kamu radyo ve televizyonu BR Müdürü Ulrich Wilhelm ise toplumda toleranslı olmanın önemli olduğu için bu konuyu gündeme aldıklarını kaydetti. Bu nedenle bu konunun reytinglerden daha önemli olduğunu savunan Wilhelm, bir hafta boyunca toleransı farklı boyutları ile topluma anlatmaya çalışacaklarını söyledi.