CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, geçen haftanın ortalarına doğru, aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel’e “Pazar gününe kadar bu soruna çözüm bulması” için ültimatom verirken, kardeş partiden çok açık bir biçimde tehditler de gelmeye başladı.
CSU bünyesinde katı tutumuyla tanınan Federal Meclis milletvekili Hans-Peter Uhl, “Sınırların kapatılması Merkel’li veya Merkel’siz mümkün olacak” diyerek, Merkel’e, “Koltuğundan ederiz” tehdidinde bulundu.
Hem de çok açık bir biçimde…
* * *
Ve böylece son haftalarda CDU ile CSU arasında yaşanan görüş ayrılığı ve süregelmekte tartışmalar, adeta kardeş kavgasına dönüştü.
CSU’nun bu açık tehdidi bana iki parti arasında 1970’li yıllarda yaşanan sürtüşmeleri ve tehditleri hatırlattı.
Almanya’da 3 Ekim 1976 tarihinde yapılan genel seçim öncesi CDU, “Sosyalizm veya özgürlük” sloganı altında sıkı bir seçim kampanyası sürdürdü.
Yalnız Bavyera Eyaleti’nde seçimlere giren kardeş parti CSU ise “Ya sosyalizm, ya özgürlük” sloganını tercih etti.
Kardeş partilerin CDU/CSU’nun başbakan adayı CDU lideri Helmut Kohl’dü.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Hür Demokrat Parti’nin (FDP) oluşturduğu koalisyon hükümetinin başbakan adayı ise 1974 yılından beri koltukta oturan Başbakan Helmut Schmidt’ti.
CDU/CSU kanadı toplam oyların yüzde 48.6’sını aldığı halde, Helmut Kohl’ün başbakan olma hayali seçim akşamı suya düştü.
Çünkü SPD ile FDP, çok az bir farkla da olsa çoğunluğu korumuştu.
Daha seçim akşamı CDU ile CSU arasında kardeş kavgası başladı.
CSU’nun o dönemdeki lideri ve Bavyera Eyalet Başbakanı Franz-Josef Strauss, seçimi CDU yüzünden kaybettikleri suçlamasında bulundu.
“Bu böyle gitmez” diyerek CDU ile CSU’nun ortaklaşa oluşturduğu Federal Meclis Grubu’nu terk edecekleri yönünde sinyaller bile verdi.
Nitekim öyle de oldu.
CSU’lu parlamenterlerin 19 kasım 1976 tarihinde Wildbad Kreuth’ta yaptığı toplantıda, partinin ayrı bir Eyalet Meclis Grubu oluşturması karara bağlandı.
CSU’lu 30 milletvekili Bağımsız Eyalet Meclis Grubu’na evet derken, 18 milletvekili buna karşı çıktı.
Ama çoğunluk kardeşlerin ayrılması kararını vermişti.
Bu karardan bir kaç gün sonra Strauss, “Helmut Kohl’ün başbakan olacak kabiliyeti yok, kapasitesi de” diyerek kardeşleri iyice birbirine düşürdü.
Strauss’un bu sözleri CDU’lular küplere bindirdi.
CDU, CSU’ya “Ayrılmaktan vazgeçin, gelin yeniden beraber bir Federal Meclis Grubu oluşturalım” çağrısında bulundu.
Ancak CSU buna yanaşmadı.
* * *
İşte bunun üzerine CDU, kardeş partiler arasında “CSU diğer eyaletlerde, CDU da Bavyera’da teşkilatlanamayacak” içerikli uzlaşmasını bozma tehdidinde bulundu.
Hatta CDU’nun Bavyera’da teşkilatlanması için 1977 yılının başlarında Nürnberg’de ilk toplantısını yapacağı da ilan edildi.
İşet bu tehdit CSU’yu yola getirdi.
CDU’nun Bavyera’da teşkilatlanması yolunun kapatılması için CSU, aynı eski çatı altında yeniden muhafazakar kanadın Federal Meclis Grubu’nu oluşturmasına “Evet” dedi.
Böylece kısa bir süre yaşanan kardeş kavgası barışla sonuçlandı.
İşte şimdi CDU ile CSU arasında benzer bir kavga yaşanmakta.
CSU’nun bu tehdidini sürdürmesi kolay olmayacaktır.
Her ne kadar daha çok taze olsa da, CDU da önümüzdeki günlerde “Oyunbozanlık ederseniz, biz de Bavyera’da teşkilatlanırız ha” tehditleri gelmeye başlayacaktır.
Bu da CSU’nun işene gelmeyecektir.