Hitler’in de "Ak Sarayı" vardı

Ata­türk Or­man Çift­li­ği­’ni Türk ta­rı­mı­na ör­nek oluş­tur­ma­sı için Mus­ta­fa Ke­mal kur­du. An­ka­ra­’da o ka­dar yer var­ken Er­do­ğan baş­ba­kan­lı­ğı dö­ne­min­de çift­li­ğe ka­fa­yı tak­tı. 1. de­re­ce­de ta­ri­hi ve do­ğal SİT ala­nı ola­rak tes­cil edil­miş çift­li­ği, 3. de­re­ce SİT ala­nı sta­tü­sü­ne dü­şürt­tü. An­ka­ra 11. İda­re Mah­ke­me­si SİT sta­tü­sü­nün de­ğiş­ti­ril­me­si ka­ra­rı­nı ip­tal et­ti. Bu­na rağ­men Er­do­ğan çift­li­ğin 151 dö­nü­mü­ne, 3 bin ağaç kes­ti­re­rek “Ak Sa­ra­y” yap­tır­ma­ya baş­la­dı. Bu­nun üze­ri­ne An­ka­ra 5. İda­re Mah­ke­me­si yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ka­ra­rı ver­di. Er­do­ğan yi­ne din­le­me­di. Baş­lan­gıç­ta 300 mil­yon li­ra­lık büt­çe­si olan “Ak Sa­ra­y”­a 900 mil­yon li­ra har­can­dı. İn­şa­at hâ­lâ sü­rü­yor. Hit­le­r’­in de bir “Ak Sa­ra­y”­ı var­dı…

Hit­le­r’­in gös­te­riş­li da­ire­le­ri var­dı.

Res­mi ola­nı, Ber­li­n‘­de…

Özel ola­nı Mü­ni­h‘­te…

Sa­ra­yı ise Bav­ye­ra­‘da idi.

“Berg­ho­f”…

Hit­le­r’­in Bav­ye­ra Alp­le­ri­’n­de­ki Berc­htes­ga­den ka­sa­ba­sın­da­ki dağ sa­ra­yı­nın adıy­dı.

Na­zi mi­ma­ri­si­nin ve es­te­ti­ği­nin sem­bo­lüy­dü.

Hit­le­r’­in “Berg­ho­f” ile ta­nış­ma­sı 1922’de ol­du ve he­men her yaz gel­me­ye baş­la­dı. Vil­la­nın adı, “Ha­us Wec­hen­fel­d” idi ve Ham­burg­lu bir sa­na­yi­ci­nin dul ka­rı­sı­na ait­ti. 1916’da ya­pıl­mış­tı. Hit­ler, bu kü­çük dağ evi­ni 100 Mark kar­şı­lı­ğın­da ki­ra­la­dı. 1924 Ha­zi­ra­nı­’n­dan iti­ba­ren yaz­ma­ya baş­la­dı­ğı “Kav­ga­m” (Me­in Kampf) ki­ta­bı­nı bu­ra­da bi­tir­di.

Baş­ba­kan iken vil­la­yı 1933’te sa­tın al­dı; adı­nı “Berg­ho­f” koy­du.

Hit­ler için bu­ra­sı “kut­sa­l”­dı; 1928’de­ki bü­yük se­çim ye­nil­gi­si üze­ri­ne bu­ra­da dü­şün­müş ve par­ti pro­pa­gan­da­sı­nı ve or­ga­ni­zas­yo­nu­nu ye­ni­den ele ge­çi­rip; al­dı­ğı ka­rar­la­rı uy­gu­la­ya­rak ik­ti­dar ol­muş­tu.

(Kuş­ku­suz ik­ti­dar ol­ma­sın­da 1929 dün­ya eko­no­mik kri­zi­nin bü­yük ro­lü var­dı.)

Hit­le­r’­in Ha­us Wec­hen­fel­d’­i sa­tın al­ma­sın­da, üvey ab­la­sı An­ge­la­’nın kı­zı Ge­li Rau­bal ile ya­şa­dı­ğı aşk anı­la­rı­nın kat­kı­sı var mıy­dı bi­lin­mez.

İNŞAATTA ÖLEN 14 İŞÇİ

Hit­le­r’­in bi­na plan­la­rı­na olan ta­kın­tı­sı bi­lin­mek­te­dir…

Gör­kem­li bi­na­la­rın ya­pı­mı­na su gi­bi pa­ra har­ca­dı. Mi­mar­la­rı, mü­te­ah­hit­le­ri müs­rif­çe ödül­len­dir­di.Ho­şu­na gi­den bir bi­na ya da sa­nat pro­je­si için en­gel ta­nı­ma­dı.

Mi­ma­ri soh­bet­le­ri hep çok sev­di. Genç mi­mar Al­bert Spe­er ile he­men her gün Na­zi ya­pı­la­rı­nı ko­nuş­mak­tan bü­yük ke­yif al­dı.

Berg­ho­f’­un ge­niş­le­me ve bü­yü­me plan­la­rı­nı Hit­ler çiz­di.

Mü­te­va­zı vil­la bü­yük pa­ra­lar har­ca­na­rak üst dü­zey ya­ban­cı ko­nuk­la­rın res­mi zi­ya­ret­le­ri­ne mü­sa­it gör­kem­li bir sa­ray ha­li­ne ge­ti­ril­di. Çok geç­me­di…

Yıl, 1939’du. Berg­hof, mi­mar Mar­tin Bor­mann ta­ra­fın­dan -Hit­le­r’­e 50. do­ğum gü­nü he­di­ye­si için- dev­let pa­ra­sıy­la çok bü­yü­tül­dü. Bu ne­den­le…

Bav­ye­ra Or­man İda­re­si, böl­ge­de­ki ara­zi­si­nin 6 bin 700 dö­nü­mün­den fe­ra­gat et­ti. İn­şa­at fa­ali­yet­le­ri için 50 adet ev yı­kıl­dı. Ev­le­ri­ni sat­mak is­te­me­yen­ler top­la­ma kamp­la­rı­na gön­de­ril­mek­le teh­dit edil­di.

Bav­ye­ra Alp­le­ri gü­zel ha­va­sıy­la bi­li­nen kır böl­ge­siy­di; Al­man­ya­’nın dört bir ya­nın­dan felç­li ço­cuk­la­rın ha­va de­ği­şik­li­ği için ge­ti­ril­dik­le­ri sa­na­tor­yum bi­le yer­le bir edil­di.

Hit­le­r’­in Dağ Sa­ra­yı, de­niz­den 1000 met­re yük­sek­li­ğe ve sarp ka­ya­lık­la­ra ka­dar uza­tıl­dı. Ön­ce­le­ri Al­man iş­çi­ler, sa­va­şın baş­la­ma­sın­dan son­ra Çek ve İtal­yan iş­çi­ler ça­lış­tı­rıl­dı ve bu ka­li­fi­ye iş­çi­le­rin sa­yı­sı 6 bi­ne ya­kın­dı.

Ye­ter­li ön­lem­ler alın­ma­dan pat­la­tı­lan di­na­mit­ler, çığ ve ka­ya düş­me­le­ri iş­çi ölüm­le­ri­ne yol aç­tı. İn­şa­at­lar­da top­lam 14 iş­çi ya­şa­mı­nı kay­bet­ti.

İn­şa­at mas­raf­la­rı­nı tes­pit et­mek müm­kün ol­ma­sa da yak­la­şık 100 mil­yon mar­ka mal ol­du­ğu ile­ri sü­rül­dü.

TASARIMI HİTLER’E AİT

Berg­hof ta­ma­men gri gra­nit­ten ya­pıl­dı.

Yük­sek pen­ce­re­ler de­rin niş­le­rin içi­ne yer­leş­ti­ril­di.

Berg­hof gi­ri­şin­de bü­yük bir mer­di­ven bu­lu­nu­yor­du ve bu­ra­da Mus­so­li­ni­‘den Ne­vil­le Cham­ber­la­in‘­a ka­dar Hit­le­r‘­in zi­ya­ret­çi­le­ri­ni gös­te­ren fo­toğ­raf­lar var­dı.

Av­lu­dan mer­mer mer­di­ven­le bi­rin­ci ka­ta çı­kı­lı­yor­du. Av­lu­da Prus­ya­’nın ku­ru­cu­su Bis­marc­k‘­ın por­tre­si ası­lıy­dı; ge­ce­le­ri re­sim ay­dın­la­tı­lı­yor­du.

Gi­riş­te to­noz­lu ko­ri­dor­lar var­dı. Bu­ra­da bü­yük ye­mek sa­lo­nu, Hit­le­r’­in ça­lış­ma ofi­si ve mi­sa­fir ka­bul ye­ri gi­bi oda­lar sı­ra­lan­mış­tı.

Top­lan­tı sa­lo­nu, ka­pı per­de­siy­le sa­lon­dan ay­rıl­mış­tı. En gös­te­riş­li bö­lüm ise 32 met­re­ka­re­lik de­va­sa bir pen­ce­rey­di. Hit­le­r’­in ta­sa­rı­mı olan pen­ce­re ta­ma­men aşa­ğı in­di­ri­le­bi­len cam­lar­dan olu­şu­yor­du.

Hit­ler, Alp­ler ve Avus­tur­ya­’da­ki Salz­burg şeh­ri gö­rün­tü­sü su­nan bu pen­ce­re­yi her mi­sa­fi­ri­ne gös­te­ri­yor, övü­nü­yor ve şa­to­yu as­lın­da sırf bu pen­ce­re için yap­tı­ğı­nı söy­lü­yor­du.

Pen­ce­re­nin önün­de uzun mer­mer bir ma­sa du­ru­yor­du; Hit­ler, özel­lik­le 1943’ten son­ra sa­va­şı bu­ra­dan yö­net­ti; du­rum de­ğer­len­dir­me­si top­lan­tı­la­rı­nı bu ma­sa­da yap­tı. As­lın­da…

İk­ti­dar­lı­ğı dö­ne­min­de sa­de­ce öğ­le ye­me­ği­ne ka­dar yö­ne­tim iş­le­riy­le il­gi­len­di. Yaz­may­la oku­may­la pek il­gi­si yok­tu. (Ba­sın ra­por­la­rı­nı mut­la­ka oku­yor­du.) Berg­ho­f’­ta iken ça­lış­ma di­sip­li­ni da­ha bo­zu­lu­yor­du. Oda­sın­dan an­cak öğ­le­yin sa­at 12.00-14.00 gi­bi çı­kı­yor ve ça­lış­ma ma­sa­sı üze­rin­de yal­nız ye­me­ğe otu­ru­yor­du.

Ye­mek­ten son­ra yü­rü­yüş ya­pı­yor­du. Hit­le­r’­in yü­rü­yü­şü de il­ginç­ti; sa­de­ce yo­kuş aşa­ğı yü­rü­yor­du! Yo­kuş al­tın­da oto­mo­bi­le bi­nip te­pe­ye çı­kıp tek­rar aşa­ğı­ya yü­rü­yor­du!

Sa­lo­nun bir ya­nı te­ras­lı kış bah­çe­si­ne, di­ğer ya­nı da 200 met­re­ka­re­lik de­va­sa top­lan­tı sa­lo­nu­na açı­lı­yor­du.

FİLM-BELGESEL SEYREDİYOR

Dağ­lık Sa­ra­yı’nı­n bi­rin­ci ka­tın­da Hit­le­r’­in özel oda­la­rı yer alı­yor­du; sev­gi­li­si Eva Bra­un‘­un da­ire­si de bu­ra­day­dı. Eva Bra­un’­un da­ire­si ga­yet lüks do­na­tıl­mış­tı.

Bir ay­rın­tı­yı at­la­ma­ya­yım; Eva Bra­un gel­me­den ön­ce Berg­hof ça­lı­şan­la­rı­nın he­men hep­si er­kek­ti. Ka­dın zi­ya­ret­çi en­der­di. Eva Bra­un ha­va­yı yu­mu­şat­tı.

Hit­le­r’­in ay­rı­ca re­sim­le­ri­nin bu­lun­du­ğu oda­sı var­dı.

Hit­le­r’­in 10 yıl kal­dı­ğı Dağ­lık Sa­ra­yı­’ n­da; gü­neş oda­sı, ko­nuk oda­sı, si­ne­ma oda­sı vs var­dı. Hit­ler he­men her ge­ce mut­la­ka film ve bel­ge­sel sey­re­di­yor­du; o dö­nem ya­pı­lan film­le­rin az­lı­ğı göz önün­de bu­lun­du­ru­lur­sa, ya­ver­le­ri­nin ye­ni film bul­mak için na­sıl ça­ba har­ca­dık­la­rı­nı dü­şü­nü­nüz.

Ana bi­na dı­şın­da ya­ver­le­re, ça­lı­şan­la­ra vs ra­hat et­me­le­ri için ko­nut­lar ya­pıl­dı. Sa­de­ce mut­fak­ta 30 ki­şi ça­lı­şı­yor­du.

Hit­le­r’­in ma­iye­tin­de­ki­le­rin do­ğum gü­nü ve No­el he­di­ye­le­ri­ni mut­la­ka özen­le se­çip sa­tın ala­rak ver­di­ği­ni bi­lir mi­si­niz? Bu de­mek de­ğil­di ki ça­lı­şan­lar Hit­le­r’­in ya­nın­da ra­hat ve sa­mi­mi dav­ra­nı­yor­du; ha­yır! Hit­le­r’­in en te­mel özel­li­ği ta­ham­mül­süz­dü; özel­lik­le soh­bet­ler­de bi­le ken­di­ne kar­şı çı­kıl­ma­sı­na tep­ki gös­te­ri­yor­du.

Hit­ler göl­ge ek­sik­li­ğin­den şi­ka­yet edin­ce Mü­ni­h’­ten ıh­la­mur ağaç­la­rı ge­ti­ril­di.

Sa­ra­yı­nı se­vi­yor­du; her fır­sat bul­du­ğun­da sa­ra­yı­na kaç­tı…

İRAN HALISI MERAKI

Berg­hof, pa­ha­lı mo­bil­ya­lar­la, de­ğer­li gob­len­ler­le ve Hol­lan­da­lı, İtal­yan ve Al­man res­sam­la­rın tab­lo­la­rıy­la do­nal­tıl­dı.

Hit­ler ob­je­le­ri ve tab­lo­la­rı Mü­nih­li an­ti­ka­cı Fra­u Al­mers ve Ber­lin­li an­ti­ka­cı Ha­bers­toc­k‘­tan al­mış­tı.

Hit­le­r’­in res­mi fo­toğ­raf­çı­sı He­in­rich Hoff­mann ve Dres­den Re­sim Ga­le­ri­si yö­ne­ti­ci­si Prof. Dr. He­inz Pos­se, alım­lar ko­nu­sun­da Hit­le­r’­e yar­dım­cı ol­muş­tu. Ke­za bu iki­li, Hit­le­r’­in Lin­z’­de kur­ma­yı plan­la­dı­ğı mü­ze için alı­na­cak tab­lo­la­rın se­çil­me­siy­le de il­gi­len­miş­ler­di. Özel ekip, iş­gal edi­len ül­ke­le­rin mü­ze­le­ri­ni bu amaç­la yağ­ma­la­mış ve ara­cı ki­şi­ler yo­luy­la Ya­hu­di­le­rin mül­ki­ye­tin­de­ki re­sim ve hey­kel­ler zor­la alın­dı.

Hit­le­r’­in ye­mek oda­sı boy­dan bo­ya açık renk­li cam­la kap­lıy­dı. Sof­ra ta­kım­la­rı gü­müş ça­tal bı­çak­tan, pa­ha­lı por­se­len­den ve kris­tal­den olu­şu­yor­du ve mil­yon­lar­ca mar­ka mal ol­muş­tu. Ye­mek ta­kım­la­rı; Hit­le­r’­in ik­ti­da­ra gel­me­den ön­ce Ber­li­n’­de hü­kü­met da­vet­le­rin­de kul­la­nı­lan dev­let de­mir­baş­la­rıy­dı!

Gü­müş ta­kım­la­rın üze­ri­ne Al­man kar­ta­lı ve ga­ma­lı haç ya­nı sı­ra “A.H.” (Adolf Hit­ler) harf­le­ri iş­len­miş­ti.

Sa­lon­da üze­rin­de Na­zi bay­rak­lı kız­la­rın ve genç tram­pet­çi­le­rin ka­bart­ma­la­rı bu­lu­nan bir çi­ni so­ba yer alı­yor­du.

Sa­lon­da, Ro­ma­’da­ki Ko­lez­yu­m‘­u gös­te­ren, çok de­ğer­li, es­ki bir İtal­yan tab­lo­su da ası­lıy­dı. Ay­rı­ca İtal­ya­’da­ki ka­zı­lar­dan gel­me bir Ze­us ba­şı da du­ru­yor­du.

Yi­ne sa­lon du­var­la­rın­da gob­len­ler ve Bor­do­ne­’nin “Ve­nüs ve Amo­r” gi­bi önem­li tab­lo­lar ası­lıy­dı. Hit­ler bu tab­lo­yu 90 bin mark kar­şı­lı­ğın­da Ha­bers­toc­k’­tan sa­tın al­mış­tı. Tab­lo­nun pa­ra­sı, Re­ich Ha­zi­ne İda­re­si ta­ra­fın­dan öden­miş­ti.

Bü­yük sa­lo­nun kır­mı­zı ve­lur ze­mi­ni üze­ri­ne, na­dir bu­lu­nan özel­lik­le­re sa­hip olan İran ha­lı­la­rı se­ri­liy­di.

Sa­lon­da­ki Bech­ste­in pi­ya­no­nun üs­tün­de Hit­le­r’­in bü­yük hay­ran­lık duy­du­ğu bes­te­ci Ric­hard Wag­ne­r‘­in büs­tü du­ru­yor­du.

Hit­le­r’­in ça­lış­ma oda­sı, açık kah­ve­ren­gi ah­şap kak­ma­lıy­dı ve ci­la­lı ak­ça­ağaç mo­bil­ya­lar­la do­na­tıl­mış­tı. Şö­mi­ne­nin üs­tün­de, Os­man­lı Or­du­su­’n­da da bu­lun­muş Molt­ke­‘ nin tab­lo­su ası­lıy­dı. Hit­ler, şö­mi­ne­nin ba­şın­da ak­şam­la­rı ya­kın çev­re­siy­le bir­lik­te çay içe­rek ve gra­mo­fon­dan plak din­le­ye­rek ge­çi­ri­yor­du. Mut­la­ka son din­le­di­ği “Şen Du­l” uver­tü­rü olur­du.

Ça­lış­ma oda­sı Hit­ler için çok önem­liy­di. Bi­li­ni­yor­du ki; dos­ya oku­mak­la, ör­güt­len­mey­le pek il­gi­si yok­tu ve fa­kat pro­pa­gan­da­ya çok önem ve­ri­yor­du; ko­nuş­ma me­tin­le­ri için ti­tiz dav­ra­nı­yor ve sa­at­ler­ce üze­rin­de ça­lı­şı­yor­du. (Her şey­den ön­ce mü­kem­mel bir oyun­cuy­du; kür­sü­de­ki tüm ha­re­ket­le­ri­ni/ mi­mik­le­ri­ni, be­den di­li­ni he­sap için­de ya­pı­yor­du.) Onun için tek me­se­le, kit­le­le­ri ha­re­ke­te ge­çir­mek­ti.

Belg­ho­f’­un sa­de­ce ya­pı­mı de­ğil ob­je­le­ri­ni tek tek se­çe­rek al­mak da Hit­ler için bü­yük ke­yif­ti…

Di­ğer yan­dan halk­tan bun­la­rı hep giz­le­di; çün­kü mün­ze­vi bir ha­yat ya­şa­dı­ğı pro­pa­gan­da­sı ya­pı­lı­yor­du.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

This entry was posted in TR and tagged by News4Me. Bookmark the permalink.

About News4Me

Globe-informer on Argentinian, Bahraini, Bavarian, Bosnian, Briton, Cantonese, Catalan, Chilean, Congolese, Croat, Ethiopian, Finnish, Flemish, German, Hungarian, Icelandic, Indian, Irish, Israeli, Jordanian, Javanese, Kiwi, Kurd, Kurdish, Malawian, Malay, Malaysian, Mauritian, Mongolian, Mozambican, Nepali, Nigerian, Paki, Palestinian, Papuan, Senegalese, Sicilian, Singaporean, Slovenian, South African, Syrian, Tanzanian, Texan, Tibetan, Ukrainian, Valencian, Venetian, and Venezuelan news

Leave a Reply