Bavyera Medya Bakanı Thomas Kreuzer’in asıl alanı hukuk. Bir dönem savcılık ve hakimlik yapan Kreuzer, 1994 yılından beri Hıristiyan Sosyal Birlik’te (CSU) Bavyera milletvekili olarak hukuk ve iç politika konularında siyaset yapmış. Bir dönem eyalette eğitim bakanlığını da yürüten Kreuzer, 2011 yılından bu yana devlet bakanı ve Başbakanlık bünyesinde medyadan sorumlu. Bavyera’yı çok önemli bir medya üssü olarak değerlendiren bakan, medya sektörü ile olan irtibatını güçlendirmek istiyor.
Bavyera Medya Bakanı Thomas Kreuzer, göçmen seçmenlerin toplumdaki oranına göre medya sektöründe bulunmaları gerektiğini dile getirdi. FOTO: BAYRAM AYDIN
Zaman’ı makamında kabul eden bakan Thomas Kreuzer, süper seçim yılında partisinin seçim başarısını değerlendirdi ve göçmen seçmenleri sandığa gitmeye ve partilerin seçim programları hakkında bilgi almaya davet etti. Partisindeki ‘Hıristiyan’ ibaresinin göçmen seçmenleri rahatsız etmemesi gerektiğini belirten bakan, partisinin Türk seçmenlerde olduğu gibi aileye önem verdiğini söyledi. Bakan, medya sektöründeki göçmen çalışanların oranının toplumdaki göçmen oranını yansıtması gerektiğini ifade etti.
ZAMAN: Sayın bakan, süper seçim yılı içindeyiz. Hangi konularla seçmenlere hitap edeceksiniz?
KREUZER: Bu yıl iki seçim var. 15 Eylülde Bavyera Eyalet Meclisi seçimleri ve bir hafta sonra da Federal Meclis seçimleri yapılacak. Bavyera’da seçtiğimiz konular çok çeşitlilik arzediyor: Bavyera genel olarak bizim yönetimimiz altında oldukça iyi bir konumda. Bu eyalet, Almanya’nın en güçlü ekonomik gücü. Bu başarıyı sürdürmek istiyoruz. Ekonomik gelişmenin sadece büyük kentlerde değil, eyaletin her tarafında eşit şekilde olmasına büyük önem veriyoruz. Kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar da eğitim, sağlık ve iş yeri gibi alanlarda en iyi imkanlara sahip olmalı. Bavyera’da maaş ve sosyal seviye oldukça yüksek. Uluslararası pazarlarda varlığımızı sürdürebilmek için dünyanın en iyi ürünlerini üretmeye devam etmeliyiz. Biz ihracat bağımlısı bir eyaletiz. Yüksek teknoloji alanında birinci sınıf olarak kalmak için de bilimi bilinçli olarak teşvik ediyoruz. Bavyera bütçesine dikkat ediyoruz. 2030 yılına kadar tüm borçlarımızı ödemek istiyoruz. Halkın refah seviyesi ve gençlerin gelecek şansı için eğitim çok önemli bir faktör. Eğitim sistemimizi yeni zamana uyarladık. Eğitimin kalitesini artırmayı hedefliyoruz.
ZAMAN: Partinizin seçim şansını nasıl değerlendiriyorsunuz?
KREUZER: Seçime daha dört ay var. Bugün aylar öncesinden seçim sonuçlarını öngörmek imkansız hale geldi. Bunun örneğini Baden Württemberg eyaletinde gördük. Ancak Bavyera’da CSU adına iyi bir hava olduğunu görüyorum. Bu temel üzerine çalışmaya devam edeceğiz ve Bavyeralılar da CSU tarafından yönetilen hükümetin çalışmalarını takdir edecektir.
ZAMAN: Tanınmış SPD’li siyasi Christian Ude’ye rağmen SPD neden Bavyera’da oylarını artıramıyor?
KREUZER: Christian Ude Münih’te yerel siyaset yapıyor, ancak Bavyera büyük. O, Bavyera’nın her yerinde tanınmıyor, özellikle de kırsal kesimde. Eyalette pek çok insan ona Bavyera Başbakanlığı makamını vermek için güvenmiyor. Bavyera Başbakanı, Bavyera’yı temsil etmeli, sadece bir bölgeyi değil.
MEDYADA ÇEŞİTLİLİK DEVAM ETMELİ
ZAMAN: Bavyera, özellikle Münih, medya üssü bir yer. Süddeutsche Zeitung’dan Prosieben, Sat1 medya kurumuna kadar pek çok büyük medya şirketinin merkezi Münihte. Bunun Bavyera için avantajları nelerdir?
KREUZER: Medya branşı büyük bir ekonomik faktördür. Binlerce kalifiye elemana işyeri imkanı sunuyorlar. Medya sektörü aynı zamanda bir gelecek alanıdır. Buna ek olarak farklı medyalarda çalışan insanlar olaylara biraz da Bavyera açısından bakıyor.
ZAMAN: Almanya’da gazete tirajları düşüyor. İki gazete Almanya’da baskılarını durdurdu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
KREUZER: Pazarda değişiklikler yaşanıyor. İnternetin redaksiyonel çalışmaları yayma ve reklam gelirlerini alma konusunda giderek daha büyük rol oynadığını tespit ediyoruz. Radyo ve televizyon alanında bu değişiklik pek o kadar görülmüyor. Ancak ben şahsen yerel gazetelerin gelecekte de önemli bir rol oynayacağı kanaatindeyim. Bu gazeteler kapanırsa bir parça da yurt kaybolmuş olur. Bu nedenle medya çeşitliliğinin devam etmesinden yanayız. Bavyera hükümeti olarak bunun siyasi alt yapısını hazırlıyoruz.
Ancak bazı kurumlar yeterince finans kaynağı olmadığı için çalışanlarını işten çıkarıyor. Bunun tehlikeli bir yol olduğunu düşünüyorum. Bir şey çok açık: Yapılan haberlerin kalitesi düşerse, kimse satış rakamlarının düşmesine şaşırmasın.
ZAMAN: Basılı medyanın geleceğini nasıl görüyorzunuz?
KREUZER: Gazeteler, radyo ve televizyonun aksine olayları daha detaylı bir şekilde okuyuculara aktarıyor. Ayrıca, pek çok gazete, ürünlerini internet üzerinden de sunuyor. Ben bu sayede kendi bölgemin gazetesini çok rahat bir şekilde okuyabiliyorum. Gazeteler, çalışmalarında okuyucuların ihtiyaçlarına cevap verebildikleri müddetçe önemli bir enformasyon mecrası olarak kalmaya devam edecek. Ayrıca sosyal medya onu tamamlar, ama onun yerini alamaz.
ZAMAN: Çok sayıda politikacı, Bavyera’da göçmenlerin çok iyi entegre olduğunu söyledi. Alman medyasında size göre göçmen algısı nasıl?
KREUZER: Uyumun Bavyera eyaletinde diğer yerlere kıyasla başarılı olduğu doğrudur. Münih, Nürnberg ve Augsburg’da göçmen vatandaşların oranı Berlin’den daha yüksek. Buna rağmen Berlin’in aksine göçmen gençlerin işsizlik oranları veya diplomasızlık oranları daha düşük. Almancayı çok erken yaşlarda teşvik ediyoruz. Almanca sorunu sadece göçmen çocuklarının değil, Alman çocukların da sorunu. Medyanın göçmen algısını genel olarak olumlu değerlendiriyorum. Tabii ki bazı haberlerde durum çok sivriltilebiliyor. Ancak bu, uyum sorunu hakkında yapılan haberden değil, haber yazmanın özelliğinden kaynaklanıyor. Birlikte yaşamın iyi işlediğine inanıyorum. Ben Kempten şehrinden geliyorum. Bu kentte çoğunluğu Türkiye’den gelen pek çok göçmen vatandaş yaşıyor. Yıllarca yerel siyaset yapan biri olarak birlikte yaşamın gerçekten çok iyi olduğunu söyleyebilirim.
GÖÇMENLER MEDYA SEKTÖRÜNDE TOPLUMDAKİ ORANLARINA GÖRE İSTİHDAM EDİLMELİ
ZAMAN: Ancak göçmen vatandaşların Alman medyasında daha çok negatif olarak yansıtıldığı gözlemleniyor. Okullardaki eğitim başarı hikayeleri görmezden geliniyor.
KREUZER: Bu üzücü bir durum ve gerçekleri kesinlikle yansıtmıyor. Göçmen anne-babaya sahip çocukların okullarda giderek daha fazla başarılı olduğunu gözlemliyoruz. Bazı göçmen gruplar, diğerlerine kıyasla daha başarılı olabiliyor. Bu bağlamda toplumdaki sosyal gruplar önemli bir rol oynuyor. Bu durumu Alman toplumu içindeki farklı sosyal gruplar arasında da gözlemliyoruz, bu açıdan bu durum ilk etapta göçmenliğe bağlı bir durum değil. Doğal olarak medya sektöründe göçmenlern toplumdaki oranlarına göre istihdam edilmesi taraftarıyım..
ZAMAN: Seçimlerle alakalı göçmen seçmenlere hangi mesajları göndermek istersiniz?
KREUZER: Seçme hakkı bulunan herkesi seçimlere katılmaya çağırıyorum. Partiler, seçim programlarını hazırladılar. Seçmenler öncelikle bunlar hakkında bilgi alsınlar. Seçime katılarak siyasi hayata yer alın. Göçmen vatandaşlarımızı kendi saflarımızda görmek için onlarla irtibata geçiyoruz. Seçmenler, bizim seçim programımızın içeriğine baksınlar ve partimizin ismindeki ‚C’ harfine takılmasınlar. ‚C’yi bir din olarak algılamasınlar ve kendilerini dışlanmış hissetmesinler. Bizim için aile ve çocuklar çok önemlidir. Pek çok Türk aile için de bu konuların önemli olduğundan eminim.
BAYRAM AYDIN / MÜNİH