Alman Muhafazakar Hıristiyan Sosyal Birlik partisinin (CSU) Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Markus Ferber, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin mümkün olmadığını, fakat ikili antlaşmaların yapılmasının gerekli olduğunu söyledi. Ferber ayrıca ABD ile yapılacak serbest ticaret antlaşmasındaki çekincelerini dile getirdi.
25 Mayıs Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekilleri seçimi öncesi Cihan’a konuşan Hıristiyan Sosyal Birlik Partili (CSU) Markus Ferber, Türkiye’nin önemli bir partner olduğunu söyledi.
Avrupa için Türkiye’nin sadece NATO içinde değil, enerji ve güvenlik konularında önemli bir ortak olduğunu belirten AP milletvekili Ferber, bu konulara odaklanılmasının faydalı olacağını ifade etti. Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’un Türkiye gezisinde önemli konulara değindiğini ve basın özgürlüğü, hukuk devleti, güçler ayrılığı gibi alanlarda Türkiye’nin Avrupa’da olması gerektiği yönde gelişmediğini gördüklerini anlatan Ferber, “Böyle bir ülke, AB üyesi olamaz. Bu nedenle AB ve Türkiye arasında ikili antlaşmalar daha önemli.” dedi ve Türkiye’nin AB üyeliğinin her iki tarafı da yoracağını ileri sürdü.
AP’de özellikle finans piyasası düzenlemeleri, Euro’nun stabil hale gelmesi ve vergi konularıyla ilgilendiğini ifade eden Ferber, ABD ile yapılacak Serbest Ticaret Antlaşması (STA) konusuna değindi. Antlaşmanın ABD ve AB arasında gümrüklerin kaldırılması, teknik standartlara düzen getirilmesi için anlam kazandığını söyleyen Ferber, ancak Avrupa’nın tüketici haklarından taviz verilmesine, ABD’deki yatırım güvencesi hukukunun Avrupa topraklarına sokulmasına ve işçilerin sosyal haklarının kötüleştirilmesine izin vermeyeceklerinin altını çizdi.
“‘KRİZDEN ÇIKMAK İÇİN BAVYERA İYİ BİR ÖRNEK”
Avrupalı bazı ülkelerin içine düştüğü ekonomik krizden nasıl çıkacağı sorusuna Ferber, bunun için Bavyera örneğini verdi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Bavyera’nın Almanya’nın en fakir eyaleti olduğunu hatırlatan Ferber, Bavyera’nın bugün Almanya’nın bir numarası haline geldiğini ve bunu yatırımcıları teşvik ve motive ederek ve bürokrasiden uzak durarak başardıklarını anlattı. Avrupa’nın bu örneği kullanmasını öneren Ferber, biraz teşvik, biraz daha az kural, yatırımcılara biraz daha fazla özgürlük ile güney Avrupalı ülkelerin başarıyı yakalayabileceklerini söyledi.
Krizdeki Avrupa ülkeleri için hazırlanan ‘kurtarma şemsiyesi’nin hem bütçe hem de zaman olarak sınırlı bir çalışma olduğunu dillendiren Ferber, ”Bu süre içinde ülkeler tekrar kendi ayakları üzerinde durabilmeli, bunu İspanya ve İrlanda çok iyi başardı. Portekiz’de bu şemsiyeden çıkmayı düşünüyor ve Yunanistan da bu yılın ortasına doğru çıkmayı planlıyor.” şeklinde konuştu.
“AB, BİR KALKAN GÖREVİ GÖRÜYOR”
AB’nin vatandaşları için dünyada bir kalkan görevi, refah seviyesini yükseltmeye yardımcı ve barış misyonu olduğunu anlatan Ferber, bu şekilde AB standartlarının dünyanın diğer yerlerinde de uygulanabileceğini söyledi. AB vatandaşlarının serbest dolaşım haklarında sorun olmadığını belirten Ferber, ancak AB yasalarının sosyal sisteme göçü öngörmediğini dile getirdi. Ferber, ”Almanya’ya sosyal sisteme katkı yapmadan sosyal sistemden yardıma almaya gelecek göçmenlerin kabul edilemez.” dedi ve seçimde vatandaşları AP’de Bavyera’nın haklarını savunan CSU’ya oy vermeye davet etti.