Almanya da Sınır Kontrolü Tartışması

Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer’in sınır kontrollerini artırma isteği Almanya’da tartışmalara yol açtı.
Hristiyan Sosyal Birlik partili Horst Seehofer, İtalya üzerinden Bavyera Eyaleti’ne ve bu sayede de Almanya’ya giriş yapan mültecilerin sayısı azaltılamadığı takdirde Almanya ve Avusturya arasında bir daha kontrollerin yapılması gerekmekde olduğunu ifade etti .

Seehofer, İtalya’nın mültecilerin kaydını zorunlu tutması gerekmekde olduğunu ifade etti . Buna göre mültecilerin Eurodac adlı veri tabanına parmak izlerini vermesi gerekmekde olduğunu vurguladı. Bu sayede Almanya’nın mültecilerin kimliklerini belirleyerek İtalya’ya geri gönderebileceğini belirtti . Bavyera Eyaleti Başbakanı’nın iddialarına göre İtalya bunları yapmayarak karşılıklı geçerli olan Avrupa Birliği yasalarını ihlal ediyor. Seehofer kabinesinin talepleri ve planları arasında Balkan ülkelerinden gelenlere vize mecburiyeti ve Avrupa Birliği’ne gelen mülteci sayısına belirli kotalar getirilmesi de bulunuyor .

Mültecilerle alakalı AB düzenlemesi

Avrupa Birliği’ne üye birden fazla ülke arasında sınır kontrolü bulunmuyor. Bu sayede 400 milyon Avrupalının hareket özgürlüğüne sahip olması hedeflenmişti. Bu durum 1990 senesinde Lüxemburg’da imzalanan Schengen Birliği anlaşmasıyla yasalaşmıştı. Sınır kontrollerindeki problem şimdi Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını oluşturan ve Dublin Düzenlemesi’nin geçerli olduğu Fransa, İspanya ve İtalya gibi ülkelerde yer alıyor . Bu düzenlemeye göre sığınma başvurusunun, mültecinin Avrupa Birliği’ne ilk giriş yapmış olduğu ülkeye yapılması lazım geliyor . Şayet bu düzenleme kriz bölgelerinden artarak gelen mülteci akışına bir çözüm üretmekten çok fazla sorunu Avrupa Birliği’nin güney ülkelerinin sırtına yüklüyor. Ayrıca mülteciler arasında düzenlemeye göre siyasi olarak ” emniyetli ” itiraf edilen ülkelerden de sığınma talebinde bulunanlar var ve yasalara göre reddedilmeleri lazım geliyor .

Yasa dışı göç durumundan kaçınmak için Schengen Anlaşması bir sene önce tekrardan düzenlendi. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi’nin iki sene devam eden görüşmelerinin peşinden Haziran 2013’te belirli koşullar altında pasaport kontrolüne izin verildi.

Keskin bir politik direniş

Horst Seehofer sadece Bavyera eyaletinin başbakanı değil. Seehofer aynı dönemde Başbakan Angela Merkel liderliğindeki koalisyon hükümetinin küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik partisinin genel başkanı. Bu sebepten ötürü sınırlarda kontrollerin sıkılaştırılması yönündeki taleplerinin yalnızca popülizm olarak algılamak ve göz ardı etmek mümkün değil.

Almanya’da Seehofer’in fikirlerine karşı çıkanların sayısı az değil. ProAsyl örgütü Avrupa ve Almanya’nın mülteci politikasında muvaffakiyetsiz oduğunu vurgularken, Protestan Kilisesi Seehofer tarafından planlanan önlemlerin göçmenlerin durumunu daha da kötüleştireceği hususunda uyarıyor.

Sosyal Demokrat Parti üyesi ve Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanı Ralf Jaeger “İnsanlık sınır kapılarında bekletilemez” diyerek partisinin tutumunu da yansıtıyor. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Simone Peter, Rheinische Post gazetesine yapmış olduğu açıklamada sınırlardan oluşan bir Avrupa oluşturmak isteyenlerin, Avrupa Birliği fikrine ihanet edeceklerini belirtiyor. Federal Hükümet İnsan Hakları Sorumlusu, sosyal demokrat Christoph Straesser de Horst Seehofer’i ve Hıristiyan Sosyal Birlik’i eleştirenler arasında. Straesser kısa zaman önce bölgedeki insan hakları durumunu gözlemleyebilmek için Sırbistan ve Bosna-Hersek’e gideceğini konuştu . Çünkü Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière Sırbistan, Bosna –Hersek ve Makedonya’yı ” emniyetli ” ülkeler sınıfına yükseltmeyi tasarlıyor. O durumda bu ülkelerden gelenlerin sığınma mürracaatları da reddedilecek.

Hükümetin tepki ve planları

Federal Hükümet Seehofer’in ve Hristiyan Sosyal Birlik’in taleplerine pozitif bakmıyor. İçişleri Bakanlığı, günümüze kadar yapmış olduğu söylemlerde da Avrupa Birliği’nde yapılacak olan oylamalara işaret etmekle yetindi. Avrupa Birliği’nin gündeminde kaçakçılarla nasıl mücadele edileceği ve geçiş ülkeleri ile mülteci veren ülkelerin nasıl destekleneceği gibi konular var. İçişleri Bakanı de Maizière birkaç Avrupa Birliği ülkesinin kendi istedikleri takdirde ve vakit kısıtlaması koşuluyla daha çok mülteci itiraf edip edemeyeceklerini düşündiklerini konuştu . Federal Hükümet’in beklentilerine göre sene bitimine kadar 200 bin insan Almanya’ya sığınma başvurusu yapacak. Bu durumda mülteciler konusundaki tartışmalar da devam edecek gibi görünüyor.

©

This entry was posted in TR and tagged by News4Me. Bookmark the permalink.

About News4Me

Globe-informer on Argentinian, Bahraini, Bavarian, Bosnian, Briton, Cantonese, Catalan, Chilean, Congolese, Croat, Ethiopian, Finnish, Flemish, German, Hungarian, Icelandic, Indian, Irish, Israeli, Jordanian, Javanese, Kiwi, Kurd, Kurdish, Malawian, Malay, Malaysian, Mauritian, Mongolian, Mozambican, Nepali, Nigerian, Paki, Palestinian, Papuan, Senegalese, Sicilian, Singaporean, Slovenian, South African, Syrian, Tanzanian, Texan, Tibetan, Ukrainian, Valencian, Venetian, and Venezuelan news

Leave a Reply